Ana Sayfa | Basından | Nereden çıktı bu kitap? | 2011'in getirdikleri | Satın al | Tatil Kampanyası




Müjde Tönbekici / Mutlu Tönbekici

Sevan ve Müjde Nişanyan bu kitabı 1998 yılında ilk çıkardıklarında, kitapta sadece 81 otel vardı. Bozburun'da tatil yaptıkları küçük bir otelde (hadi adını da verelim: Sabrinas Haus) "niye böyle bir rehber yapmıyoruz?" dedikleri andan itibaren bütün Türkiye'yi dolaşıp, 300 otel ziyaret edip gönüllerine uygun sadece 81 "küçük otel" bulabilmişlerdi.

İlkeleri basit ama netti: Çağdaş bir çift veya ailenin keyifli bir tatil geçirebileceği, mimaride ve dekorasyonda özgün, kişilikli bir çizgiyi yansıtan, konum ve sahipleriyle ve yapıyorlarsa yemekleriyle gönüllerini fetheden yerler. Tabelasında veya işletme belgesinde ne yazdığı önemli değil. Sahip olmadığı yıldızlar da. Önemli olan o yeri sevmeleri, kendilerinin de tatil yapmak isteyeceği (veya zaten yaptığı), dostlarına gönül rahatlığıyla tavsiye edebilecekleri ve en fazla 25 odalı bir yer olması.

Kitap o yıl satış rekorları kırdı. Baskı üstüne baskı yaptı.

Röportajlar, haberler, köşe yazıları... Türkiye yeni bir kavramla tanıştı: Memlekette çok güzel küçük oteller varmış! Beş yıldızlı 'tatil fabrikaları'na mecbur değilmişiz! Bin kişiyle aynı anda yemek yemek, animatör zırıltısını çekmek, biracı Almanların anlamadığımız sohbetine dahil olmak zorunda değilmişiz.

***

Aradan 12 yıl geçti. Türkiye'de turizm hayli gelişti. Bir yanda "her şey dahiller" aldı başını gitti, sahiller korkunç büyüklükte otel ve tatil köyleriyle doldu taştı, Almanların yerini İngilizler aldı ama çok şükür bir yanda da güzel, özgün, kalıp dışı birçok "küçük" otel açıldı. Türkiye bu tadı sevdi. O ilk 81'in üzerine yüzlerce otel eklendi. Kitabımız zenginleştikçe zenginleşti. Her duruma geç uyanan devletimiz bile turizmin küçük oteller çerçevesinde yapılması gerektiğini, teşviklerin küçük otellere de verilmesi gerektiğini düşünmeye başladı. Belki 20 yıl sonra bir gün verir...

Memlekette şu an butik, exclusive, dizayn, art, special, historic, özel belgeli, özel nitelikli adı veya sınıflandırması altında tahmin ediyoruz bin civarında küçük otel var. Önemli bir bölümünün taşıdığı 'sıfatları' karşılamadığını bilsek de bu çoğalmada kitabımızın etkisinin bir hayli çok olduğunu düşünüyor ve bununla gurur duyuyoruz.




Bu yıl 13. sayımızı çıkartıyoruz. Arada geçen zaman içinde ilkesel olarak değişen bir şey olmadı. Bu kitap halen "sübjektif" bir kitaptır. Zaten piyasadaki benzer olmaya çalışan rehberlerden en ayırt edici özelliği de bu: Bu kitap bizimle aynı duyguları paylaşan insanlar için hazırlanmaktadır.

Kimdir o insanlar bilmiyoruz ama her birini dostumuz kabul ediyor ve kendimizin kalmak istemeyeceği, gönül rahatlığıyla tavsiye edemeyeceğimiz yerleri kitabımıza dahil etmiyoruz. Bir hata edip dahil etmişsek bir yıl sonra çıkartıyoruz. Bu yüzden bol sitem aldığımız, düşmanlıklar kazandığımız da oldu ama yapacak bir şey yok. 12 yıl boyunca Türkiye'nin tartışmasız en sevilen ve en güvenilen tatil rehberi olmanın başka türlü yolu yok.

Oteli seçerken dört kriterimiz var:

BİR: Konum İKİ: Bina ÜÇ: Sahip ve işletme DÖRT: Yemek (Temizlik zaten ön koşul olduğu için saymaya gerek duymuyoruz.) Bu dört özelliğe on üzerinden ayrı ayrı puan veriyor, puanlar dengeliyse ve topladığımızda belli bir sayının üzerinde çıkıyorsa oteli kitabımıza alıyoruz.

Bazen otelin konumu daha ilgi çekici olabiliyor (nefis bir koyun dibi, çok güzel bir ormanın içi, göz yaşartıcı bir yaylanın üstü, tarihi bir kasabanın göbeği veya ıssız bir uçurumun kenarı gibi) ufak tefek mimari kusurlarını metnimizde yazmak kaydıyla göz ardı ediyoruz, bazen mimarisi çok takdire şayan oluyor (150 yıllık bir konak, 500 yıllık bir mağara gibi) ufak tefek işletme kusurlarını yine yazmak kaydıyla göz ardı ediyoruz, bazen müthiş bir emeğin ve sevginin eseri bir bahçe gönlümüzü çalıyor, bazense ev sahibi veya ev sahibesine bayılıyor, misafirlerini ağırlama şekline hayran kalıyoruz, okurlarımız da tanısalar bizim gibi mutlu olurlar diye düşünüp mimari veya konumsal eksilerini (çok fazla değilse tabii) görmezden geliyoruz. ("Bir oteli niçin almıyoruz" sorusunun cevaplarını da bu satırlardan çıkarmak mümkün) Yemek tabii ekstra puan. Nefis veya kötü bir kahvaltı bütün fikirlerimizi alt üst edebiliyor. Resmi sınıflandırmaları ciddiye almıyoruz. Bazen belediye ruhsatlı otellerin bakanlık belgeli otellerden çok daha şık, uygar ve konforlu olabildiğini görüyoruz. Otel-motel-pansiyon gibi tanımlamalar da kişi ve zihniyet unsuru yanında anlamsız kalabiliyor. Otellerin kendilerine taktıkları vip, zip, butik gibi sıfatlara, içlerinin boş çıkma ihtimaline karşı, dikkatle yaklaşıyoruz.

Ancak kesin olan: Apartman otellerden bucak bucak kaçıyoruz, içten ve dürüst olmayan işletmeleri almıyoruz, belli bir uygarlık derecesi arıyoruz, okurlarımızdan ciddiye alınır şikayetler aldığımız otelleri tekrar değerlendiriyoruz.

Türkiye’nin en çok satılan tatil rehberi Küçük Oteller Kitabı’nın yenilenen 14. baskısında,
daha önceki baskılarda bulunmayan 30’dan fazla yeni otel bulunuyor. Üstelik diğer otellerin tüm bilgileri de güncellenen kitap için tekrar gözden geçirildi.
KÜLTÜR ÜRÜNLERİ DANIŞMA HATTI
444 53 53